Ârif, öyle bir kimsedir ki, Allahü teâlâ onun kalbine bütün varlıkların sırlarını bir sayfa hâlinde yerleştirmiştir
Arslan bin Yâkûb hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Türkmen asıllıdır. 1164 (H.560) senesinde Şam'da vefât etti. Zamanındaki büyük velilerin sohbetlerinde yetişti ve kemale gelerek talebe yetiştirdi. Kerâmetleri ve güzel hâlleriyle meşhûr oldu.
Bir gün etrâfında toplanan kalabalık bir cemâat arasında sohbet ediyordu. Hava son derece sıcaktı. Biri ona, temkîn sâhibi velî kimdir? diye sordu. O; "Allahü teâlânın, tasarruf etmeyi ihsân ettiği kimsedir." buyurdu. Peki bunun alâmeti nedir? deyince, eline bir kamış ağacı alıp dört parçaya böldü. Birine bu yaz için, birine bu kış için, diğer bir parçaya bu sonbahar için, dördüncü parçaya da bu ilkbahar için deyip bir kenara koydu. Bu yaz için dediği parçayı alıp sallayınca, sıcaklık son derece arttı. Onu bırakıp, sonbahar için diyerek ayırdığı parçayı alıp salladı. Bu sefer hava sonbahar havası oldu. Kış için dediğini alıp sallayınca, hava görülmedik bir şekilde soğumaya başladı. Nihâyet ilkbahar için ayırdığı parçayı alıp sallayınca, ağaçlar yeşermeye ve çiçekler açmaya başladı. Sonra bir ağacın altına gelip, üzerindeki kuşa; "Haydi, seni yaratan Allahü teâlâyı zikret!" deyince, kuş yanık yanık ötmeye başladı. İşitenler kendinden geçti. Sonra diğer ağaçların altına gidip, dallarda duran kuşlara da; "Haydi sizi yaratanAllah'ı tesbîh ediniz!" dedi. Bu ağaçlarda bulunan kuşlar da yanık yanık ötmeye başladı.