Verginin vergisinin vergisi

A -
A +

Ben 980'de okur-yazar oldum. Yani bu tarihten itibaren gazete, dergi vs. okumaya başladım. 32 sene olmuş. 32 senede 17 hükümet, 6 cumhurbaşkanı geldi geçti.. 32 sene boyunca hep vergi vecizeleri duydum. Tabana yaymak, reform, kümesteki tavuklar, oranları azaltmak, adil bir vergi düzeni. vs. Duyduklarımın hepsi lafta kaldı. Yeni vergilerle tanıştık. KDV, ÖTV gibi. Verginin vergisinin vergisi gibi bir metot keşfedildi.. Misal: Motorlu Taşıtlar Vergisi: Araç 100 lira ÖTV 40 lira. KDV yüzde 18 ama 100 liranın 18'i değil, 140 liranın yüzde 18'i. Yani vatandaş Özel Tüketim Vergisi veriyor sonra ödediği vergi için ayrıca KDV ödüyor. 1600 cm3'e kadar yüzde 40, 2000 cm3 olursa yüzde 80 ÖTV almak, verginin de vergisini almak, bu oranı kaçışı, çıkışı, kayıtdışısı olmayan bir kalemde dayatmak hükümranlık değil çaresizliktir. Akaryakıtta da uygulama aynı. Ne konuşan var ne de gözden geçiririz diyen. .... Çalışanlar artan oranlı vergi tarifesine tabi. Güya adaleti sağlamak için dilimler oluşturmuşlar. Dolaylı vergilerin oranı yüzde 70'e dayanmış. Yüzde 30'un yüzde 10'u ile nasıl adalet sağlanacak. İlk dilim yüzde 15, ikincisi 20, üçüncüsü 27-35 vs. Peki bu dilimler fiilen ne işe yarar.. Yani Türkiye'deki toplam istihdamın ne kadarını bağlar? Türkiye'nin yüzde 90'ı asgari ücret veya biraz üzerinden maaş alıyor görünür. Yüzde 10'u için böyle çetrefil düzen kurmanın anlamı ne? İster esnaf ol ister çalışan.. ister orta halli işadamı.. maaşın veya gelirin ne olursa olsun ben yüzde 10'unu isterim dediğin zaman herkes gönüllü olur. Yüzde 15'e bile gönüllü olur. Kasadan çıkan giderdir, giren gelir.. Farkın yüzde 10'unu, bilemedin 15'ini bana getir diyeceksin. Eğer size inanırlarsa herkes kayıt altına girer. Herkesten hesap sorma hakkı doğar. Elin gâvuru yıllık cirosu 100 milyon dolara kadar olan şirketler demiş.. Sen de 20 milyon TL de.. Cirosu 20 milyon lirayı geçmeyenlerde vergi oranı yüzde 10'dur, de. KDV de yüzde 10, ÖTV de. .... Bu uygulama, zannedilenin aksine en yukarıdakilerin işine gelmez. O zaman yukarıdakilerin, kırk yıllık büyük mükelleflerin yükü artar. Pastayı aşağıdakilerle paylaşmak zorunda kalırlar. O zaman mış gibi yapmak kurtarmaz. Sanayicilik yapmak zorunda kalırlar. Tepede vergi oranı yüzde 25, 30, 40 olur. Bu düzenin adaleti de böyle olur. Tabana yaymak kolay.. Marifet tavana yaymak. .... Ekonominin ne kadarı kayıt dışı ise o ülke rejiminin de o kadarı kayıt dışıdır. Kayıt altına girmek istemeyen mükellef değil, rejim. Sahtekârlık rızaya dayalı ve çift taraflı.. Ama hin-i hacette devlet (rejim) her mükelleften hesap sorma hakkını saklı tutuyor. Bu vergi mevzuatına bire bir uyma iddiasındaki bir mükellefin ayakta kalma imkânı yoktur. Bu mevzuatla hiç kimsenin son kuruşuna kadar hesap verme ve aklanma imkânı da yoktur. Aklanmış sayılmak var. Farz etmek var. Hesap vermiş ve sormuş gibi yapmak var.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.